29 Mayıs 2011 Pazar

Yolsuzluk



YOLSUZLUK

Son İktidar




Kamuda taşeronlaşma devri başladı. Kişiye, firmaya özel ihaleler hazırlandı.

Akp Grup Başkan Vekili Sadullah Erginin de adının karıştığı Hatay’daki yolsuzluklar zinciri, halk tarafından “Ali Dibo” düzeni olarak adlandırılıyor.
Yolsuzluğu ortaya çıkaransa bir başka Akp milletvekili. Akp Grup Başkan Vekili Sadullah Erginin kendi el yazısıyla ihalelerin Akp’lilerce nasıl paylaşıldığı belgeleriyle ortaya kondu.

Çorum, İstanbul, Samsun, Sinop, Ankara, Kırklareli, Gümüşhane, Bolu, Afyonkarahisar, Adana ve Amasya, “Ali Dibo” düzeninin kurulduğu başlıca iller.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
Bir Akp’li 10,20,50 milyarlık kamu ihalesine girse, o adam yandı. Elinize, dilinize dursun ya, insaf. Yani Akp’li bu memleketin evladı değil mi?”

daha önce;
“İş başka, siyaset başka; müteahhitlik yapmak isteyen başka yere gitsin.”




Akp hükümeti, yasalara aykırı olarak İsrailli işadamına 6 ayda 755 milyon dolar kazandırdı.

TÜPRAŞ’in yüzde 14,76′lık hissesi, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla, yasadışı olarak İsrailli işadamı OFER’e 446 milyon dolara satıldı.

Ancak 6 ay sonra TÜPRAŞ’ın %51 ‘lik hissesi ihaleyle satıldığında gerçek fiyatın, bu rakamın çok üstünde olduğu anlaşıldı. 6 ay arayla yapılan, biri ihaleli, diğeri ihalesiz iki işlem karşılaştırıldığında, Akp hükümetinin OFER’lere 755 milyon dolar kazandırdığı ortaya çıktı.

Danıştay, ihalesiz satışın yasalara aykırılığını karara bağladı. Fakat yargı kararı yerine getirilmedi.

Önce OFER’i tanımadığını söyleyen Tayyip Erdoğan, daha sonra bir kez görüştüğünü açıkladı. Ancak OFER’le birden fazla görüştüğü ortaya çıktı.

Kemal Unakıtan, Kuşadası, Galataport ve Tüpraş ihaleleriyle ilgili olarak kapalı kapılar ardında OFER ailesiyle pek çok kez görüşmeler yaptı. OFER’in özel uçağıyla Hong Kong’a gitti.


Galataport projesi ile İstanbul'un kimliğini oluşturan tarihsel görünümünün en önemli mekanlarından sayılan Karaköy Meydan'ından Tophane'ye kadar 1.200 metrelik sahil şeridi 49 yıllığına kiraya verilecek,
Mevcut binalar yıkılıp çevre düzenlemesi yapılarak 5 yıldızlı oteller, alışveriş merkezleri ve otopark yapılacak.
Sahil şeridi halka kapalı olacak, deniz manzarası kapanacak.

Galataport ihalesi;
ilk 4 yıl ödeme yapılmayacak,
4. yıl 3,5 milyon euro,
yıllık faiz oranı yüzde 10.75.

Projede 37. yıl 100 milyon sınırı aşılabiliyor,
49 yılda 3.8 milyar euro ödenecek.

İlk 10, en geç 15 yıl içinde projenin kendi giderini çıkarabileceği hesaplanıyor.

Devlet Planlama Teşkilatı tarafından ihale iptal edilince Başbakan;

"Siz hayırlı olan hiçbir şeyi istemezsiniz ki... Sizin cibilliyetinizin gereği bu, karakterinizin gereği bu."

Galataport ihalesinin 2011 yılında tekrarlanması bekleniyor.


3 milyon 751 bin dolara özelleştirilen Sümerbank’ın arsasının sadece bir bölümü 13 milyon 750 bin dolara satıldı.

Sümerbank’ın 50 yıl önce kurduğu Pamuklu Mensucat A.Ş., 13 Temmuz 2005te, Özelleştirme Yüksek Kurulunca 3 milyon 751 bin dolara, 47 ortaklı Ortak Girişim Grubuna (OGG) satıldı. OGG’nun başında Akp’li Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar bulunuyor.

Şirketi alan grubun ilk icraatı, Sümerbank’ın 90 dönümlük arsasının 55 dönümlük bölümünü, alışveriş merkezi yapılmak üzere KİPATESC0 şirketine 13 milyon 750 bin dolara satmak oldu.
Böylece şirket, sadece arsanın bir bölümünü satarak yatırdığı paranın 4 katını 4,5 ay sonra kazanmış oldu. Fabrikanın 35 dönümlük bir arsası daha duruyor.

Böylece özelleştirme bir yağmaya dönüştü; bir yatıranlar daha bir yıl geçmeden 4,5 ay sonra sadece arsanın bir bölümünü satarak 4 misli kâr elde ettiler. Fabrikanın satılan bir trilyonluk hurdaları bu kârın içinde değil.

OGG Yönetim Kurulu ve Akp Manisa Belediye Başkanı Bülent Kar, ÖİB ile yaptıkları gayriresmi anlaşmanın “fabrikayı ekonomiye kazandırma amacı taşımadığını’da açıkça belirtti.



Gerçek değeri 51 milyon dolar olan Balıkesir SEKA Kağıt Fabrikası 1,1 milyon dolara Akp yandaşı Albayraklar A.Ş.’ye satıldı.
Selüloz-İş Sendikası, mahkemeden fabrikanın satışını iptal ettirdi. Ancak bu arada şirkette 12,7 trilyonluk bir varlık kaybı tespit edildi.



Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, Ceylan Grubundan, banka borcuna karşılık 52 milyon dolara Antalya’daki Deluxe Resort Otel’i aldı.
Karşılığında da Ceylan Grubunun 52 milyon dolarlık borcu silindi.
Devletin 52 milyon dolara aldığı otel, bir süre sonra 25 milyon dolara HNS adlı şirkete satıldı. Devletin bu ticaretten zararı tam 27 milyon dolar.


TCDD İzmir Limanı, 15 yıllığına Reha Denizcilik adlı şirkete toplam 2 milyar 100 milyon dolarlık bir iş ihalesiz olarak bir sözleşmeyle verildi.
Reha Denizcilik, sözleşme tarihinden sadece bir hafta önce kuruldu.
Şirketin büyük hisseli ortaklarından biri Akp’nin Bakırköy İlçe Başkanlığı’nı yapmış olan Rahmi Genç.


TCDD’nin açtığı 50 istasyon yenileme ihalesinin 10′unu alan Akp Kadın Kolları MKYK üyesi Emine Alioğlu’nun yeşil kartlı olduğu ortaya çıktı.


Akp hükümeti 18 Kasım 2002'de kuruldu. Hükümetin henüz ilk 13 gününde, 31 Aralık 2002 tarihine kadar tam 219 adet yol ihalesi yapıldı. Toplamı 52 trilyon lira olan ihale bedelleri, Sayıştay vizesinden kaçırılmak ve sayıştayın devredışı bırakılması için 750 milyar lirayı aşmayacak şekilde ayarlandı.



Deniz Feneri'ne''TBMM Üstün Hizmet Madalyası''verildi.

Almanya'da ortaya çıkan Deniz Feneri E.v. ve sonucunda kaybolan 50 milyon lira için Alman savcı "son yılların en büyük yolsuzluğu, asıl failler Türkiye'de" dedi.

Vakit Yazarı Serdar Arseven Deniz Feneri davası hakkında;
"Çifte standartlarım var. Bu çifte standartlar nasıl mı işler? Basit itham Müslüman'a yönelmişse 'iftira olduğu önyargısından' hareketle çıkarım yola. Deniz Feneri benimdir, Ergenekon terör örgütü kahrolası darbe düzeninin."


Citibank'ın 3 milyar dolarlık borcu silindi.

2011 yılı milletvekili seçimi oy pusulası basım ihalesinde 3 günde ortaya çıkan İlk ihaleyi 12 milyon TL'ye alan firmanın, ikinci ihalede teklifini 11 milyon TL kırmasını izah edemeyen YSK, aynı işi 2009'da bugünkü fiyatın 14 katına Helsinki merkezli bir firmaya verdi.



Maliye Bakanı Kemal Unakıtan oğulları piyasanın %70'ine sahip oldukları likit yumurta işine girdiler. 2004 yılında yayımlanan bir kararname ile likit yumurtanın KDV'si yüzde 18'den 8'e indirildi.
Mısırın gümrük vergisi 2003 başında yüzde 80 olan gümrük vergisi, Bakanlar Kurulu kararıyla 17 Nisan'da yüzde 20'ye indirilmiş, 8 Ağustos'ta yüzde 45'e, 25 Eylül 2003'te de yüzde 70'e yükseltilmiş, 2004 İthalat Rejimi kararıyla da 31 Aralık 2003'ten itibaren yüzde 80 olarak değiştirildi. Kemal Unakıtan'ın oğlu Abdullah Unakıtan vergi %20 iken 4.000 ton mısır ithal etti.

2003'te 1 milyon 816 bin 918 ton ile o tarihe kadar yapılmış en büyük mısır dışalımı gerçekleştirildi.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın çocukları Abdullah Unakıtan, Zeynep Basutçu ve Fatma Unakıtan'a ait 'Telemobil' adlı şirketin geçen yıl Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından Akfen Grubu ve Singapurlu SPA konsorsiyumuna satılan Mersin Limanı'na 2 milyon dolarlık terminal işletim sistemi sattığının ortaya çıktı.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan`ın oğlu Abdullah Unakıtan`a ait olan AB Gıda, 2005 yılında,Bandırma`da 2 milyon 544 bin YTL`lik yatırım için Hazine`den teşvik belgesi aldı. Bu belge ile Abdullah Unakıtan KDV istisnası ve gelir vergisinden muafiyet sağladı. Tesis yılda 60 bin ton fosforik asit işlemeye başladı. Böylelikle gübre piyasasında tekel oldu. Food Grade Fosforik Asit Tesisi Türkiye`de bir ilk oldu.

Abdullah Unakıtan AVEK Otomativ adlı yeni şirketi ve 15 milyon dolarlık bir yatırım ile de otomotiv sektörüne girdi. Bir süre önce de Abdullah Unakıtan, kremşanti üretmeye başlamıştı. Abdullah Unakıtan, kremşantiyi `Lick` (yalamak, yutmak) markası ile çıkardı. Kardeşleri Zeynep Basutçu ve Fatma Unıkatan ile birlikte kendi `aile şirketler grubunu` oluşturan Abdullah Unakıtan, yumuşak, alkolsüz içeceklerde, asit düzenleyici maya da üretiyor.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın çocukları 600 milyon dolarlık enerji yatırımına girişti.

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a bir gazetecinin oğlu Abdullah Unakıtan'la ilgili iddiaları sorması üzerine;
"What is the next question"



Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın 24 yaşındaki oğlu Erkan ve kızı Büşra Yıldırım'ın sahibi olduğu Derin Denizcilik Gemi Taşımacılık Sanayi ve limited Şirketi İtalya'dan 445 bin euroya gemi satın aldı,

Gemi fiyatının 200 bin euroluk bölümü içinde Santour'un da olduğu uluslararası seyahat acentelerince yolcu biletlerinin peşin satın alınmasıyla karşılandı.

Borcunu yolcuları taşıdıkça, yani biletleri sattıkça ödeyecekti. Biletleri peşin alan firmalardan Santour'un, Erkan'ın gemi sahibi olmasından kısa süre sonra Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait Ankara Feribotunu ihalesiz ve kiracıya avantaj sağlayan bazı sözleşme hükümleriyle kiraladı.

Ulaştırma Binali Yıldırım yolcu gemisi alan oğluna
"Ne var bunda?"


Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin şirketinde muhasebeci olarak görev yapan Cüneyt Turkut ve bir diğer çalışan Mahmut Tüfekçi, temmuz 2007’de Kar enerji ltd. adlı şirketini kurdu.

Kar Enerji Ltd şirketi, Gürcistan’daki fırsatlara odaklanmak üzere Gürcistan’da Acar Enegy-2007 adlı bir şirket kurdu. Şirketin 2008’in başında Gürcistan Enerji Bakanı Aleksander Khetaguri’nin altına imza attığı anlaşma ile Çoruh Nehri ve kolu Tıkrişi Deresi’nde kurulacak 7 adet hidroelektrik santralin (HES) yapım ve süresiz işletim hakkı, Kar Enerji’nin ana hissedarı olduğu Acar Energy’ye verildi.
Anlaşmada üretimin 2012 yılında başlayacağı, santrallerin toplam kurulu gücünün 120 MW olacağı, üretilecek elektriğin yüzde 40’ının Gürcistan’a satılırken, yüzde 60’ının ise Türkiye’ye satılacağı belirtildi. Tam da o dönemde Türkiye ile Gürcistan arasında elektrik alım anlaşması yapıldı.

Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe bakanlık görevinden Ağustos 2007'de ayrıldı.15 Ekim 2008’de yani Kar Enerji, Gürcistan yatırım anlaşmasını imzaladıktan 8 ay, Bakan Pepe de koltuğu bıraktıktan 14 ay sonra Kar Enerji’de şirketin tüm hisseleri Osman Pepe ve oğullarının Pekar grup isimli şirketine hisse devri gerçekleşti. 2 milyon tl sermayeli bir şirketten, santralleri 240 milyon dolar değerinde olan 7 adet hidroelektrik santralı yapma ve işletme hakkını elde eden bir şirkete dönüştü.

Osman Pepe bakanlığını sürdürürken yine muhasebeci Cüneyt Turkut bu sefer 28 ocak 2005’te Hat-San isimli şirketi kurdu. 7 ay sonra Osman Pepe’nin bakanlığı Yalova Altınova tersaneler bölgesine onay verdi. Osman Pepe bakanlıktan ayrıldıktan 14 ay sonra Cüneyt Turkut her zamanki gibi değeri 40 milyon dolar olan şirket hisselerini Osman Pepe ve oğullarının Pekar şirketine devretti.

Orman ve Çevre Bakanı Osman Pepe, Karadeniz Amasra’da ormanlık alanı katleden sahibi yine muhasebeci Cüneyt Turkut olan Karayel madencilik şirketinin mermer ocağına 2006’da işletme izni verdi. Bazı hisse devirleri sonrasında madencilik şirketi tam yetkiyle Osman Pepe’nin oğulları İsmail ve Mustafa Talha'ya bırakıldı. Şirket Çin’e ve Abd’ye mermer ihraç ediyor.

Osman Pepe iddialar üzerine;
"Sonuçta ekmek parası için çalışıp didiniyoruz. Biz sadece Gürcistan’da değil dünyanın hemen her yerinde iş kovalıyoruz. Çocuklarım Çin’den Libya’ya hatta Nijerya’ya kadar ekmek peşinde koşuyor."



Wikileaks belgelerinde;
Dönemin Dış Ticaret ve Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen hakkında ABD'li danışman John Kunstadter tarafından kaleme alınan ifadelerde Tüzmen için “rüşvetçi” tanımlaması yapılıyor. Irak'taki petrol karşılığı gıda programındaki rüşvet olaylarına karıştığı iddia edilen Tüzmen'in her tür rüşvete açık olduğu belirtiliyor.

Selma Aliye Kavaf’ın milletvekili seçilmesinden sonra eşi Alaaddin Kavaf, önce Başbakanlık danışmanı, ardından Enerji Bakanlığına bağlı Eti Zeolit Kimya Sanayi ve Ticaret AŞ’nin Genel Müdürü, sonra da Kömür İşletmeleri Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı oldu.
Kavaf son olarak Turkish Petroleum International Company, (TPIC) yönetim kurulu üyeliğine atandı.


Akp'li Şaban Dişli'nin aracılık ettiği bir arsa 3.4 milyon ABD Doları'na alınmış. Sonra imar değişikliği yapılarak Tesco isimli şirkete13 milyon ABD dolar bedelle satılmış. Şaban Dişli yaptığı aracılık 1 milyon ABD dolar aldı.


Türkiye’nin 20 milyar dolar kaybetme riski karşısında Akp'li Cüneyd Zapsu, Cem Uzan’a Libananco davası için 5 milyar dolar ödemeyi teklif etti. Cem Uzan yapılan teklife "Teklif ettiğiniz rakamı yükseltin, tekrar görüşelim" dedi.



Ankara Belediye başkanı Melih Gökçek'in Enerji Bakanı Hilmi Güler'den Ankara belediyesinin doğalgaz borçlarının silinmesini, karşılığında ise Hilmi Güler'in Melih Gökçek'ten Ankara'da bir yakınının akaryakıt istasyonuna ruhsat verilmesini istediği, bunun üzerine de Melih Gökçek'in dönemin imar müdürüne geri çevrilen ruhsatın sehven yapılmıştır diye düzeltilmesini istediği ortaya çıktı.

Akp genel başkan yardımcısı Abdülkadir Aksu'nun yeğeni Fikri Aksu Diyarbakır Kayapınar ilçesinde fiyatları ortalama 400-450 tl'ye kiralık daireler olmasına rağmen, kendine ait apartmanın 14 dairenin herbirini aylık 1.250 tl'den kiraladı.


Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin çete kurmaktan tutuklanan eski Tuzla Akfırat Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’a gayrimenkul alım - satımı için vekâletname verdi.

Mehmet Ali Şahin muhalefet tepkileri üzerine;
Vermişsem ne olmuş?”



Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün büyük oğlu Ahmet Münir Gül öğrencilik döneminin ardından
Londra'da Merrill Lynch'te çalışmaya başladı.

TED Koleji'nde okuyan küçük oğul Emre, yüzbinlerce çocuğun katıldığı OKS'de 367'inci olduğu yıl Ankara'da ardı ardına açılan dev alışveriş merkezlerindeki
bayilik fiyatı 10 bin dolar olan Daily Fresh'le bardak içinde soslu haşlanmış mısır satışı işine girdi.

Emre Gül 1 yıl öncesinde iki ortağıyla e-ticaret alanında yatırım yaparak, "Adresime Gelsin Bilişim Teknolojisi ve Ticaret Ltd." adlı 15 bin YTL sermayeli şirket kurdu.



Recep Tayyip Erdoğan Almanya Başbakanı Angela Merkel'e
"Bana verilen maaş çok düşük, yetmiyor. Bizim maaşımız 3 bin kusur euro. Ticarette kazancım olmasa bununla geçinemem. Sen ne kadar maaş alıyorsun?"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 40 bin TL değerinde Arnavutköy-Bolluca Köyü 376 metrekare arsa, 10 bin TL değerinde Güneysu-Dumankaya Köyü'nde 2 bin metrekare arsa taşınmaz malvarlıkları arasında yer aldı. Erdoğan'ın, banka hesaplarında 2.366.109,95 TL parası ayrıca 500.000 TL alacağının olduğu resmi olarak açıklandı.

Erdoğan Ankara’da Subayevleri Kuşadası Sokak’ta bulunan 26 numaralı apartmanda oturuyor. Erdoğan’ların evi 320 metrekare, 6 oda bir salon dubleks daire. Aynı apartmandaki diğer dubleks dairede ise Erdoğan’ın ev sahibi Ankara milletvekili Faruk Koca oturuyor.

Erdoğan zaman zaman yaz tatillerini de yine Remzi Gür’ün Ekinlik Adası’ndaki villasında geçiriyor.

Ramsey firmasının sahibi işadamı Remzi Gür Başbakan Erdoğan'ın ABD'de eğitim gören çocuklarının burs parasını ödediğini açıkladı.

Bilal Erdoğan Chp Grup Başkanvekili Kemal Anadol'un sorusu üzerine;
"İmam hatip lisesi mezunu olduğum için katsayı nedeniyle istediğim üniversiteye gitmem engellendi. Burada okumak zorunda kaldım. Ben İmam hatip mezunlarının içindeki şanslı azınlıktanım."

Gür, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP milletvekili Mehmet Yıldırım'a Abdullah Gül lehine oy kullanması için rüşvet vermeye teşebbüs etme suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi ve yeni tanıklar dinlenmesi talepleri kabul eden mahkeme cezayı erteledi.

Ramsey'in sahibi Remzi Gür, Halis Toprak'ın TMSF tarafından satışa çıkarılan Aslanlı Köşkü 23.8 milyon dolara aldı.
Toprak grubunun açıklamasında;

"10 bin 120 m2 arsaya sahip İstinye Aslanlı Köşk’ün metrekare satış fiyatının sadece 1.470 dolara denk geldi. TMSF tarafından dün ihale edilen 2 bin 242 m2 arsaya sahip ve Aslanlı Köşk’e yürüme mesafesinde olan Afif Paşa Yalısı 58 milyon TL bedelle satıldı. Metrekare satış fiyatı 16 bin 200 dolara denk geliyor. Buradan da görüleceği gibi 115 metre cepheli, Afif Paşa Yalısı’ndan neredeyse 5 kat fazla arsaya sahip Aslanlı Köşk’ün satış fiyatı ile Afif Paşa Yalısı’nın satış fiyatı arasında fahiş farkı söz konusu."

Ramsey, Emilio ve Kip'in sahibi Remzi Gür Cem Uzan’a ait tablo ve antika eserleri de aldı. En çok parayı 32 bin lira ile “Osmanlı Sultanı” adlı yağlı boya tabloya yatırdı. “Mısır’ın Fethi” tablosuna 11 bin 500, “Fatih Sultan Mehmet” tablosuna ise 12 bin lira ödedi. Gür, Hasan Rıza’ya ait hat levha kitabeye 13 bin, Sultan lll.Selim Tuğralı fermana 5 bin 500 lira ödeme yaptı.

l. Abdülhamid, lll. Mustafa ve lll. Ahmet tuğralı fermanlara da toplam 89 bin 500 lira veren Gür’ün satın aldığı eserler arasında, ederi 4 bin 500 lira olan metal üzeri altın kakma miğfer, 2 bin liralık bakırdan ibrik, iki adet Osmanlıca yazılı ipek mendil, Osmanlı İmparatorluğu armalı üç adet metal pano, iki adet de Hilye-i Şerif de yer aldı.

Remzi Gür aynı zamanda İngiltere kraliçesinin de Londra'nın ünlü merkezlerinden Regent Street'te kiracısı durumunda.


Büyük oğlu Ahmet Burak Erdoğan kurduğu MB Denizcilik, kuruluşundan 18 gün sonra 6 Şubat 2007'de kamuoyunda "gemicik" olarak bilinen Safran-1 adlı bir gemiyi 2.500.000 milyon dolara aldı.

Gemi 1991'de Tuzla'da inşa edildi. Geminin piyasa değeri ikinci elde 4-5 milyon dolar ve geminin kapasitesi 200 TIR'ın gerçekleştirebileceği taşımaya eş değer.


Erdoğan'ın küçük oğlu Bilal ABD'de Dünya Bankası'nda çalışıyor. Bilal, Erdoğan'ın Başkan George Bush ile sohbetine konu oldu.

Pırlantada vergi sıfırlandı, Bilal Erdoğan yıllık kirası 2 trilyona yakın pırlanta dükkanı açtı.

Büyük kızı Esra ise Berat Albayrak'la evli. Genç yaşına rağmen Çalık
Holding'te genel müdür olan Berat Albayrak, ayrıca Sabah ve Atv'yi alan Turkuvaz Matbaacılık şirketinin yönetim kurulu üyesi. Yine Ahmet Çalık'ın yönetim kurulu başkanlığında Cetel Telekom İletişim'de de yönetim kurulu üyesi.


Wikileaks belgelerine göre;
Yolsuzlukla mücadele edeceğini söyleyen Akp’nin kendi içerisinde ciddi çıkar çatışmaları ve yolsuzlukları bulunuyor. İsviçre bankalarında Başbakan Erdoğan’a ait sekiz ayrı banka hesabı var. Erdoğan’ın mal varlığına ilişkin yaptığı açıklamalar çok yüzeysel kalıyor.”


Wikileaks'deki bu iddialar üzerine Recep Tayyip Erdoğan;

"Bugün bu iddialara sarılarak manşet üretenler, manşet atanlar, siyaset üretenler, söylem üretenler yarın mahcup olurlar. Şu anda, belediye başkanlığım döneminde ‘Erdoğan’ın bir milyar doları vardır’ diyen, Ergenekon davasından zanlı olarak içerde" 

Yargı





YARGI
Son İktidar




1982 Anayasası diğer bir adıyla 12 Eylül Anayasası, 2002 yılına kadar geçen 20 yıl içinde 8 kez (ortalama 2,5 yılda bir) değiştirildi, bunlardan 7’si yürürlükte iken,
8 yıllık AKP döneminde 13 kez (ortalama 7,4 ayda bir) değişim girişimiyle karşılaştı.
Bunlardan, 8’i yürürlükte olup 9’uncusu 12 Eylül 2010 halk referandumunda oylandı.


12 Eylül referandumunda oylanan,
HSYK ve Anayasa mahkemesinin iktidarın eline geçmesine olanak sağlayacak olan Anayasa değişikliği kabul edildi.


7 üyeli Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunda hükümetin 2 üyesi vardı.
Yapılan HSYK seçimini daha önceden basına da sızan Bakanlığın listesi hiç delinmeden kazanıyor.
Yeni çıkarılan yasa ile 22 üyeli HSYK’da iktidarın 17 üyesi olacak.

Yüksek mahkemenin yarıdan fazlasının hukukçu olmayanlardan oluşması sağlandı.

Hsyk'nın asli görevleri

1-) Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçmek.

2-) Adalet Bakanlığı’nın, bir mahkemenin veya bir hâkim veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlamak.

3-) Hâkim ve savcıların; mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma, işlemlerini yapmak.

4-) Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek.

Son Hsyk seçimlerinden sonra atanan üyelerden;

Ankara Cumhuriyet Savcısı Harun Kodalak Memur Suçlarını Araştırma Bürosu’nda görev yapıyor. Kodalak, yıllardır hiçbir mesafe alınamayan Deniz Feneri Derneği soruşturmasında görev alan savcılardan biri olarak biliniyor. Kodalak ayrıca YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun MİT ve Emniyet’in Türkiye’deki tüm iletişimi izlemelerine ilişkin kararlar nedeniyle yaptığı suç duyurularına takipsizlik kararı vermişti.

Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Celal Avar, yakın zamanda ateist bir internet sitesi ile ilgili açılan davada, dinsel değerlere saldırı suçundan sanıkların cezalandırılmasını istemişti. Avar, açtığı davada, sitenin felsefik olarak ateizmi savunmamasını cezaya gerekçe göstermişti.

HSYK’nın yeni üyelerinden Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hüseyin Serter ise taş atan çocuklara ilişkin davalarda verdiği ağır mahkumiyet kararları ile tanınıyor. Serter’in başkanlığını yaptığı mahkeme çok sayıda gösterici çocuğa örgüt üyesi olmadığı halde gösteriye katıldıkları için örgüt üyesi gibi ceza verdiği için eleştirilmişti.

Yeni HSYK Bakan’ı ve Müsteşarı’nı koruduğu gibi, kurula ilave olarak personelden sorumlu Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcısını, Adalet Bakanlığı personel genel müdürünü ve eğitimden sorumlu Adalet Akademisi Müdürü’nü de soktu.



Yargıtay üye sayısını 250'den 387'ye, daire sayısını 32'den 37'ye ,
Danıştay üye sayısını 95'den 156'ya daire sayısını ise 13'den 15'e çıkaracak olan kanun tasarısı görüşülmekte olan torba yasanın da önüne alınarak kanunlaştırııldı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan soruşturma kapsamında Genelkurmay Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kozmik odalarında arama yapan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Kadir Kayan Yargıtay üyesi oldu.

Uğur Mumcu ve diğer faili meçhullerin kovuşturulduğu Umut davası ile Sivas katliamı davasına da bakan bu mahkemenin bir diğer hakimi Halit Dönmez Yargıtay’a seçildi.

Eski Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’i İsmailağa cemaati soruşturması nedeniyle arayarak uyardığı iddia edilen Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürü Çetin Şen,

Atabeyler ve Küre (Sauna çetesi) soruşturmalarını yürüten Ankara Savcısı Dilaver Kahveci,

Malatya Zirve Yayınevi katliamı davasına bakan 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Eray Gürtekin,

Anayasa referandumunda evet oyu verenleri gaflet içinde olmakla suçlayan eski Danıştay Başsavcısı ADD Başkanı Tansel Çölaşan’ı Ankara B. Şehir Belediye Başkanı Gökçek’e 5.000 tl tazminat ödemeye mahkum eden hakim Eyüp Sarıcalar,

Yargtıay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Sincan hakimi Osman Kaçmaz’ın da aralarında olduğu çok sayıda hakim-savcı hakkında Ergenekon iddiasıyla soruşturma yürütüp telefon dinleme kararı aldıran müfettişler İbrahim Kır ve Mehmet Arı,

Melih Gökçek’i imar kirliliği davasında beraat ettiren hakim Mehmet Tanriseven


1983 yılından bu yana yargıda en fazla kadro alımı AKP iktidarında oldu.
AKP'nin 8 yıllık iktidarı döneminde 3 bin 683 hakim ve savcı adayı göreve başladı.
1983'ten 2002 yılına kadar geçen 19 senelik süreçte ise bu sayı 6 bin 301 oldu.

AKP'nin iktidarda olduğu 8 yıllık dönemde icra müdür ve icra müdür yardımcısı olarak 1.150 kişi işe alındı.
1983'ten 2010 yılına kadar toplam rakam 1.842 oldu.



Özel Yetkili Mahkemelerde görevli savcı ve hakimlerin haksız, hukuksuz eylem ve klişe alabileceği kararlarının bedelini ödememeleri için haklarında açılan tazminat davalarının bedelini devletin, yani halkın ödemesi için özel yasa çıkarıldı.

Özel olarak çıkarılan bir yasa ile “soruşturmanın gizliliğini ihlal ve adil yargıyı etkileme” suçlarını işleyenlere af getirildi.



Ocak 2011'de 188 kişinin ölümünden 84 kişinin yaralanmasından sorumlu tutulan 8 Hizbullahçı tutukluluk süresini belirleyen Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 102. Maddesi'nin yürürlüğe girmesiyle ve Yargıtay 9. Ceza Dairesine giden dosyanın karara bağlanmaması nedeniyle, yeni düzenlemeden sonra CMK'nın 102. maddesinden yararlanmasıyla serbest bırakıldı.

Diyarbakır Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi'nde 2010 yılında 14 bin karar verildi. 27 bin dosya devretti.



Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında idari soruşturma Cemaat lideri Mahmut Ustaosmanoğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve bazı bakanların da aralarında bulunduğu 235 şüpheliyi kapsayan soruşturma dosyası üzerinde çalıştığı aşamada (cemaatin etkin isimlerinin de aralarında bulunduğu 9 kişiyi gözaltına alması üzerine) gözaltına alındı. Adalet Bakanlığı müfettişlerinin talebiyle Cihaner’in, diğer savcılarla yaptığı özel nitelikli telefon görüşmelerinin bile kayda alındığı, telefonları dinlemeye alındı.
Hükümetin etkin bir bakanı olan Cemil Çiçek savcıyı telefonla arayarak seçim öncesi şüphelilerin bırakılmasını istedi.



Anayasa mahkemesi üyesi Osman Paksüt'ün telefonları dinlendi. Eşinin Ergenekon soruşturması kapsamında sanık olarak ifadesi alındı.


Adalet Bakanlığı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanması yönünde karar vermesinin ardından soruşturma başlatılan Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’ın meslekten ihraç edilmesini istedi.

Otelde kaldığı odaya "yabancı uyruklu kadınların zorla tutulduğu ve kokain kullanıldığı" gerekçesiyle polisler baskın yaptı.
İnceleme sonunda hiç bir şey bulunamadı. Polisler ihbarın asılsız olduğunu söyleyip, özür diledi.



Habur'dan geçen 34 Pkk'lıya Türk hukukuna aykırı olarak alelacele çalışma saatleri gözetilmeksizin gezici mahkemeler kuruldu.

Yüce Divan'da yargılanma olasılığına karşı Anayasa mahkemesinin yapısı değişirildi.


Akp kapatma davası için mahkemenin karar gününden günler önce Abd Ankara Büyükelçisi "6-5 biter" diyerek sonucu önceden ilan etmiş oldu.

Mayıs 2011'de Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Teğmen Mehmet Ali Çelebi 2 yıl 8 ay sonra tahliye edildi.
Dava sırasında 139 adet telefon numarasının polis tarafından "sehven" Çelebi'nin telefon rehberine kopyalandığı" belirlenmişti.


Haziran 2007'de Ergenekon soruşturmasıyla Kuddusi Okkır örgütün finansörü olduğu suçlamasıyla tutuklandı.
Cezaevinde akciğer kanseri, beyin ve kemik metastasına yakalandı, delilleri karartabileceği öne sürülerek hastanede tedavi olmasına izin verilmedi.
1 Temmuz 2008'de tedavi olmasına izin verildi, 6 Temmuz 2008'de vefat etti.
Tedavi olacak kadar parasının olmadığı anlaşıldı, cenazesini belediye kaldırdı.
Kendisine yapılan hiçbir suçlamaya kanıt bulunamadı.


Ergenekon soruşturmasıyla Türkiye'de ilk defa gizli tanık uygulaması başlatıldı. Yönetmeliğe göre tanıklar, mahkemenin karar alması halinde duruşma salonu dışında dinlenebilecek. Gizli tanığa soru sorma hakkı saklı tutulabiliyor.



Burhan Kuzu – Anayasa Komisyonu Başkanı;

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı zaman Başbakan'ın Almanya'ya gidecek olmasına dair;
"E geziyor, dünyayı geziyor Başbakan. En çok gezen Başbakan, ne var?

Rektörlerin türban konusunda ayaklanmalarının sorulması üzerine;
'İsterse amuda kalksınlar''

"Eşcinseller de özgürlük istiyor verecek miyiz?"

Gelir harçlığı benden alır, basın mikrofonu tatarsa ‘Zıkkım yesin’ der. Birşey demiyoruz da bilinsin istiyoruz”

Referandum anayasa değişikliklerin yetersizliği üstüne;
"Bir dur bakalım, yavan ekmek buldun da katık mı arıyorsun?"

70 bin kişilik iftar yemeğinin paketlerinde evet yazması konusunda;
"İftarlarda siyaset yapmıyoruz zaten insanlar 15 dakika yemeklerini yiyip kalkıyorlar"

"Ana dilde eğitime karşıyız. dünyada 300 tane etnik grup var hepsi kendi dilinde eğitim alsa, kendi ülkesini kurar... o kadar ülke olsa birleşmiş milletlere sığamayız. hem adam gidiyor ingilizce, almanca, fransızca öğreniyor... Kürtçe'yi kim öğrenip ne yapacak? dört dil bilen bile işsiz."

"Seçim barajı %10'un altına düşemez... çünkü o zaman mecliste 3-4 partili koalisyonlar olur. bu da beni çıldırtır... koalisyon hükümetlerine kesinlikle karşıyım! ancak bir şekilde düşer o da başkanlık seçimine gidilirse... çünkü bu durumda koalisyon olmaz, seçim barajına da gerek olmaz."

''Asıl diktatörlük parlamenter sistemde var''
Kendisine yapılan yumurtalı protesto sonrası Ankara Üniversitesi rektörü ve dekanını istifaya davet etti.
'Bu kadar beyinsiz öğrenci grubunu ilk kez bir arada görüyorum. bu yumurtaları yeseler beyinlerine daha iyi gelir.'
"Yazık, yazık bu ülkeye... o yumurtaları yesinler, zihinleri açılır belki"
"Arkalarında Ergenekon var "

Aralık 2010 Ntv programında;
"12 eylül'ü 68 kuşağı yaptırmıştır"

"Şimdikiler maalesef okumuyor. daha cahil ve daha tehlikeliler. Bu yüzden doldurulmaları kolay oluyor."

"Yumurta yeseler beyinleri çalışırdı sözü hakaret olmaz"

"Öğenciye destek veren gazeteciler, yarın dizinize vurursunuz"

"Para yok diyorlar. Yumurtayı nasıl aldın?"

"Yüzde 10'luk barajı indirelim diyorlar. doğru hakikaten dünyada böyle bir baraj oranı yok. indirelim 5'e makul olan. o zaman parlamentoya 10 tane farklı parti girer. bu defa 4'lü koalisyonlar olunca ne oluyor. rant bölüşülüyor. bakanlık yetmiyor, bakanlıklar bölüşülüyor."

"İdam cezası yasalarda dursun ama uygulamayalım"

"Ben bu %10 barajını ölene kadar savunacağım"

''Türkiye'de bugün eğer parlamenter modele devam edecek olursak açık söylüyorum; bir iki dönemin sonunda gelecek olan bir koalisyon bu memleketteki bütün birikimi 6 ayda bitirir''



Mehmet Ali Şahin

"Hakim ve savcılara yüzde 40 zam yaptık. onlardan beklentimiz haktan ayrılmamaları."

Deniz feneri derneği davası ile ilgili olarak;
"Türk vatandaşlarının hüküm giymesi sevinilecek bir şey değil"
"Bana ne ya, bana ne! Almanya’daki bir derneğin yöneticileri yanlış yapmışlarsa, yargılanmışlarsa, benim iktidarımdan buna ne?"

"En rahat hükümlü Abdullah Öcalan"

Bakan Şahin Yargıtay bildirisi için;
"Dam üstünde saksağan" dedi.



Cemil Çiçek;

Taşındıkları ve başkalarının da kullandığı belediye otobüsünden patlamamış bomba çıkan hakim ve savcılar için,
"Onlara ayrı otobüs tahsis edecek kadar zengin miyiz?

Yozgat barosu 55’nci kuruluş yıldönümü, konuşması sırasında salonda oyun oynayan çocukların gürültü yapması üzerine;
“Eğer kızlarımız, çocuklarımız sesini kesebilirse hukukun sesini ileteceğiz. Türkiye’de hukuk da gürültüye gidecek. Zaten gidiyor zaman zaman”

Baroların belli olaylar karşısında yayınladıkları bildirilerde zerre kadar hukuk görmüyorum, ağzına kadar ideoloji görüyorum, ideolojinin olduğu yerde de hak, hukuk heba edilip gidiyor”


Başsavcı İlhan Cihaner'e telefon ederek İsmailağa cemaati soruşturmasında gözaltına alınanları salma talimatı verdiği iddialarına;
"Başsavcıyı aradığımı kabul ettiğimi gösteren bir cümle bulamazsınız"
sonrasında;
"Şimdi bakın o tarihlerde seçimler var. olaylar hassas, yani seçim atmosferi. Şimdi küçücük bir yerde 50-60 çocuk gözaltına alınıyor, bu durumu siz merak etmez misiniz. yani gazeteci olarak merak etmez misiniz? Seçim atmosferinde ne oluyor diye bir bakmaz mısınız? Bir müdahale söz konusu değil, ne oluyor onu öğrenmek istedim, çünkü seçimler var"


Cemil Çiçek Wikileaks belgelerinde;
Başbakan'a saygı duymaz, başbakan olmak amacı var,
Beşir Atalay'la beraber Abdullah Gül'ün elemanları oldukları gerekçesiyle Tayyip Erdoğan'ın bitirmek istediği adamlardan biri.



Egemen Bağış;

"Artık bugün Türkiye'de eşiyle tartışan kadınların 'seni Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne götürürüm' diyebilmesi bile çok önemli bir noktaya geldiğimizin göstergesidir"

Referandum için;
"Bu pakete hayır diyenin ya aklından bir zoru vardır ya da vatan sevgisiyle ilgili bir sıkıntısı vardır"


Bekir Bozdağ;

"Anayasa mahkemesinin kararı anayasaya aykırıdır"

"Hükümetin açılan yürüyen davalara en ufak bir müdahalesi var mı?"

Esas kanunları açıp doğru okuması gereken Yargıtay Başkanı'nın kendisidir. Anlaşılan doğru okumak yetmiyor, doğru anlamak ve doğru yorumlamak da gerekiyor. Sayın başkan ya kanunları okumuyor, ya da okuyor da doğru anlamak istemiyor.”

Yargıtay'ın elindeki dosyaları istese 1 saatte karara bağlayabileceğini ifade etti.

Ergenekon savcısı Zekeriya Öz'ün görev yerinin değiştirilmesi hakkında;
"Rızası olmadan yetkisinin kaldırılması yanlıştır"
"Malum görevden alma kararının soruşturmayı olumsuz etkileyeceği kanaatindeyim. olmaması gereken bi karar."



Ertuğrul Günay,

Türkan Saylan'ın Ergenekon soruşturması kapsamında evinin aranmasına;
"Velev ki bu işin içinde olsun, onu görme ya, onu görme ya"


Mehmet Ali Şahin Akp Kapatma Davası için Anayasa Mahkemesi üyelerine;
"Umarım herkesin 'Oh' diyeceği bir karar çıkar"

Akp Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat "Akp kapatma davası" için Anayasa Mahkemesi üyelerine;
Herkes milli iradeye ram olmak (boyun eğmek) durumunda”



Recep Tayyip Erdoğan;

"Başbakan ve Cumhurbaşkanı hakkında dava açma cürettinde bulundular"

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne;
Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek, bu ulemanın işidir. Ulema ne diyorsa o olur."


Ulaştırma





ULAŞTIRMA
Son İktidar




Türkiye'de 2010 yılında ülke genelinde 4.041 kişi meydana gelen trafik kazalarında hayatını kaybetti, 211.034 kişi yaralandı.

Trafik kazalarında günde yaklaşık 11 kişi yollarda hayatını kaybederken, yaklaşık 586 kişi de yaralanıyor.

Kazaların başlıca nedenleri arasında 'Araç hızını yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak' birinci sırada yer alırken, 'Kavşak, geçit veya kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymamak', 'Dönüş kurallarına uymamak', 'Takip mesafesine uymamak', 'Şerit ihlali yapmak', 'Aşırı hızla araç kullanmak', 'Alkollü olarak araç kullanmak' geliyor.

2010 yılında İstanbul’da sadece polis sorumluluk alanında meydana gelen kazalarda 233 kişi hayatını kaybederken, 16 bin 960 kişi de yaralandı.
İstanbul'u 167 ölü ve 14 bin 717 yaralı ile Ankara
ve 136 ölü, 6 bin 965 yaralı ile Antalya takip etti.


Türkiye'de ayrıca emniyet şeridini kullanmak, gerekli gereksiz korna çalmak, yayaya yol vermemek, bisiklet ve motor kullananları yolun dışına itmek, bayan sürücüleri sıkıştırmak, park yeri çıkışı ve bir yolu uzun süreli kapatmak gibi trafikte saygı kurallarında hiç bir gelişme olmadı.



Egzoz dumanında bulunan kurşun, karbonmonoksit, uçucu organik maddeler, azot monoksit havayı kirleterek birçok hastalığa zemin hazırlıyor.
Birçok Avrupa ülkesinde yoğun trafikte çalışan taksi şoförlerinde akciğer kanseri oranı yüksek.
Dizel motorlu araçlar ise daha vahim sonuçlar doğuruyor.

Türkiye'de trafiğe kayıtlı 7,5 milyon otomobil bulunuyor.
Yarısı 12 yaşını geride bıraktı.
Türkiye’de sadece beş otomobil sahibinden birinin 4 yaş ve daha genç arabası bulunuyor.

Türkiye’de 125 bin makam aracı bulunuyor.
Fransa aldığı kararla makam aracı sayısını 7 bine indiriyor, bakanları iş seyahatlerinde uçak yerine trenle gidecek.

Karadeniz Sahil Yolu Projesi ile Karadeniz'in kıyıları, koyları ve turizmi zarar gördü ve görmeye devam ediyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma sırasında “Bu 2002 öncesi bölünmüş yolların haritası” diyerek bölünmüş yollarla ilgili haritayı milletvekillerine gösterince vekiller alkışlamaya başladı, bunun üzerine Erdoğan;
Bunu niye alkışlıyorsunuz? Alkışlanacak harita şimdi geliyor”

Tren Kazaları;

Başbakanlığa bağlı Tübitak'ın 2 gün içerisinde yazdığı olumlu raporu üzerine hızlandırılmış tren projesi uygulamaya koyulduktan sonra;

22 Temmuz 2004 Pamukova tren kazası 41 ölü

11 Ağustos 2004 Kocaeli tren kazası 8 ölü
13 Ocak 2005 Ankara tren kazası 2 ölü 3 yaralı
3 Haziran 2005 Tren kazası 2 ölü
23 Kasım 2005 Tarsus tren kazası 9 ölü, 18 yaralı
4 Ocak 2007 Dörtyol tren kazası 9 ölü
27 Ocak 2008 Pamukkale tren kazası 9 ölü
19 Şubat 2008 Sincan tren kazası. 13 yaralı
23 Şubat 2008 Sivas tren kazası. 5 yaralı
17 Mayıs 2009 Sivas tren kazası. 1 ölü
27 Ağustos 2009 Bilecik tren kazası, 5 ölü
3 Ocak 2010 Vezirhan tren kazası. 1 ölü



Uçak / Helikopter Kazaları;


8 Ocak 2003 Tk634 kazası 75 ölü, 5 ağır yaralı
30 Kasım 2007 Isparta uçak kazası 56 ölü
25 Şubat 2009 Thy uçak kazası 9 ölü, 25'i ağır 50 yaralı

19 Temmuz 2006 Antalya helikopter kazası 5 ölü
31 Ocak 2009 Mudurnu helikopter kazası 2 ölü


25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş mitinginden Yozgat-Yerköy mitingine hareket eden Bbp lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasında;
içinde bulunduğu helikopter bilinmeyen bir sebepten dolayı düştü.

Kazadan sonra uçuş bilgilerini muhafaza eden Argus 5000 CE ve Skymap IIIC cihazları enkazdan çalındı.
Daha önce helikopterde ani bir alçalma veya yükselme olduysa gösteren aletlerden biri olan Argus 5000 CE'nin görüntüsü basına yansımıştı.

Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin kanlarında olduğu iddia edilen zehirli gaza ait otopsi belgeleri yayımlandı.
Kazadan sonra yapılan otopside helikopterdekilerin kanlarında herhangi bir olağan dışı duruma rastlanmazken,
Devlet Denetleme Kurulu'nun isteği üzerine tekrar edilen otopside özellikle pilot Kaya İstektepe'nin kanında %26,6 karbonmonoksite rastlandı.
20-50 arası olan bir oran 'ağır akut zehirlenme' teşhisine giriyor.

DDK raporunda, karbonmonoksitin, kaza sonrası çıkan yangından kaynaklanabileceğinin akıllara geldiği belirtilirken otopsi raporunda ölenlerin bronşlarında herhangi bir partiküle veya yanma izine rastlanmamasının bu ihtimali ortadan kaldırdığı değerlendiriliyor.



13 Ağustos 2007 Bostancı-Avşa seferini yapan deniz otobüsünün, Ukrayna bayraklı yük gemisine çarpması sonucu 40 kişi yaralandı.

7 Nisan 2007 Üskudar gemi kazası 1 ölü İstanbul Boğazı'nda Eminönü-Üsküdar seferini yapan Turyol Kooperatifi bünyesinde çalışan bir yolcu teknesi ile kum kosteri sisin de etkisiyle çarpıştı. Kazada 1 kişi öldü, 17 kişi yaralandı.



Tenik personelini motive amaçlı Uçak Bakım Başkanı "Uçakların teslimatını 24 Aralık’tan önce tamamlayın, deve keseceğim" dedi ve Şanlıurfa'dan gelen deveyi İstanbul Atatürk Hava Limanında uçakların park ettiği yer olan apronda teslim edilecek uçağın altında kesti. Kesilen deveden 700 kilo et çıktı ve THY çalışanlarına dağıtıldı.


100 milyon dolara 25 milyar dolar gelir elde eden turizme karşılık

Türk Hava Yolları aralarında futbolda Barcelona, Manchester United,
Shakhtar Donetsk, Ajax Amsterdam, Maroussi (Yunanistan 1. Lig basketbol takımı, Avrupa Basketbol Ligi (Turkish Airlines Euroleague, basketbolcu Kobe Bryant, Golf: Gloria Giants Düsseldorf, The European Challenge Tour ve ünlü tenisçi Caroline Wozniacki ile 73 milyon $'lık sponsorluk ve reklam anlaşmaları yaptı. Karşılığında 300 milyon dolar kar etti.


THY’nin, Özelleştirme kapsamında iken halka arzı %51′den fazlası amaçlandığı halde,
THY’nin uçak alımını özelleştirilmeden sonra gerçekleştirilmesi beklenirken,
çıkartılan bir yasa ile THY uçak alımlarını,
İhale Yasası’na tabi olmadan gerçekleştirilmesi imkan dahiline getirildi.

THY Genel Müdürü, uçaklara 1,5- 2 milyar $’lık bir ödeme yapılabileceğini söylemesine karşın AirBus rakamın 3 milyar doları geçecegini açıkladı.
Uçakların kaç liraya alındığı, başka firmalarla bir görüşme yapılıp, fiyat istenip istenmediği açıklanmıyor.




Binali Yıldırım – Ulaştırma Bakanı

"Hızlı trenle Ankara-Eskişehir arası 1 saate inecek. Bunun iyi ve kötü yanları var, önceden yılda 1-2 kez gelen kaynana şimdi her hafta gelmek isteyecek. Ankara'dan evli olanlar yandı. Allah yardımcıları olsun.''

Hızlı tren sonrası meydana gelen kaza sonrası;
"Valla fazla hızlandırmadık, sadece 16 km hızlandırdık"

"Sıfır kilometre araba bile alındığı gün kaza yapabilir"

"Limit 80 km idi, trenin hizi 118 km başka bir şey söylemiyorum."
Gazeteler ve makinistlerin savunmasından olayın gerçekleştiği yerde hiz limitinin 130 km olduğu ortaya çıktı.

"Biz hiçbir şey yapmasaydık, hiçbir şey olmazdı. hiçbir iş yapmayan hata da yapmaz"

"Ne alakası var, tren değil ki tek olay, o kadar trafik kazası da oluyor"

''Ömrü veren Allah alan da Allah''

"Niye istifa edeyim, treni ben mi kullanıyordum?"

"Dünyada hızlı trenler 200 km hızla başlıyor, biz 106 yaptık bu oldu, nesi hızlı bunun? Normal bir kazadır bu"

2008'de Karaköy vapur iskelesinin batması sonrasında;
''Karaköy iskelesi şiddetli lodosa dayanamadı ve battı. Herhangi bir can ve mal kaybı yoktur."

25 Şubat 2009 Thy uçak kazası için;
"Kimseye birşey olmadi" açıklamanın kısa bir süre sonrasında;
"Kimisi 7 diyor, kimisi 9 diyor, karışık bilgiler geliyor"

Çin'e hızlı tren ziyareti sırasında;
"Tren bizim eskişehir hattı hızlı trenimizden pek farklı değil, tek farkı hız farkı"

Bankaların geçtiğimiz yıl çok yüksek kârlar elde ettiklerini ve getirilen harçla 400 milyon lira toplanacağını belirten Yıldırım, “Bankalar zekatını verecek. Bu da kazançlarının zekatıdır” dedi. Yıldırım, kendi bakanlığı için 400 milyon liranın leblebi,çekirdek olduğunu belirterek, “Biz bu parayla 1.000 km. bölünmüş yol yaparız”

“Yolların albenisi konusunda yetersiz kalıyoruz. Yeni yaptığımız bir yolun çevre düzeni yapılmayınca yol sanki eski bir yolmuş gibi görünüyor. Bu yıl yolların estetik tarafıyla ilgili artan bir çalışma yapacağız.”
Bunun maliyeti ne olacak?” sorusuna;
“Ucu açık. Ne kadar gerekirse” “Para sıkıntımız yok. Para bol, para bol”.

Bakan’ın bu sözlerine karşılık gazetecilerin “Tekel işçilerine gelince para yok diyorsunuz, yolları makyajlamaya gelince para bol diyorsunuz” demesi üzerine;
“Bakın arkadaşlar, öyle değil. Herkes hakkına razı olacak”

Haydarpaşa'da çıkan yangın sonrası;
"Valilikle de temas halinde olarak her ihtimale karşı 2 adet yangın söndürme uçağını Sabiha Gökçen'e gönderdik biz zaten ama ihtiyaç kalmadan yangın söndürüldü."

Yollarda sollamayı, Türkiye’de solu bitirdik”

Zor hemen yapılır, imkansız biraz zaman alır. biz bu anlayışla çalıştık. yaptığım hiçbir işten pişman değilim."


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül;

Devlet büyüklerinin şehir içinde seyahat ederken trafiğin kesilmesi Türkiye’de zaten olağan bi durumken, Eskişehir – Ankara şehirlerarası otoyolu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Akp'li bakanın kızının düğününde nikah şahitliğine yetişebilmesi için 2 saatliğine trafiğe kapatıldı.




Turizm




TURİZM
Son İktidar





Türkiye'nin hazinesine net giriş oranı en yüksek sektör turizmin 2010 yılı geliri 20 milyar 806 milyon 708 bin 444 dolar.

2009 yılında 21 milyar 249 milyon 337 bin 258 dolar olan turizm gelirleri,
2010 yılında 20 milyar 806 milyon 708 bin 444 dolara geriledi.

Buna karşılık, 2009 yılında 32 milyon 6 bin 149 olan ziyaret sayısı, Kişi başına düşen harcama: 664 dolar
2010'da 33 milyon 27 bin 943 kişiye çıktı. Kişi başına düşen harcama: 630 dolar


2009 yılında 5 milyon 561 bin 355 vatandaş yurtdışına giderken,
2010 yılında 6 milyon 557 bin 233 kişiye yükseldi.

Bu dönemde yapılan harcamaların;
4 milyar 491 milyon 557 bin 397 dolarını kişisel,
767 milyon 886 bin 704 dolarını ise paket tur oluşturdu.

Yabancıların Türkiye'de ortalama kalış süresi 9,8 gece

Yurtdışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerin Türkiye'de ortalama kalış süresi 37 gece,
kişi başı ortalama harcaması ise 1.514 dolar.

2009 yılında 5 milyon 561 bin 355 vatandaş yurtdışına giderken,
2010 yılında 6 milyon 557 bin 233 kişiye yükseldi.

2009 yılında 4 milyar 145 milyon 740 bin 850 dolar olan turizm giderleri,
2010 yılında 4 milyar 825 milyon 214 bin 101 dolara yükseldi.
Kişi başı ortalama harcama: 735 dolar.



Kültür ve Turizm Bakanlığı istatistiklerine göre büyük çoğunluğu otel statüsünde Türkiye’de 3.615 turizm işletme belgeli tesis bulunuyor.

Tesis bakımından en zengin il 803 tesisle İstanbul, ikinci sırada 701 tesisle Antalya ve üçüncü sırada 390 tesisle Muğla geliyor.

Diğer taraftan belediye belgeli sayıları yedi bini aşan turizm tesisi bulunuyor.



Kayıtdışı ekonomi ve işgücü açısından turizm sabıkalı sektör haline geldi.

Özellikle ilk defa işgücü piyasasına giren, genç çalışanlar işsizlik nedeniyle sigortasız çalışmaya razı oluyor.

Sigortalı gösterilenlerden gerçek ücret ve gün sayısına göre daha az bildirimde bulunma kayıtdışılığın ikinci boyutunu oluşturmaktadır. Aşçıbaşı, genel müdür, departman sorumluluğunu taşıyanların bildirimleri asgari ücret seviyelerinde yapılabilmektedir.

Diğer bir kayıtdışılık, stajyerlere eğitim amacını aşan çalışma yüklenmesidir. Böylece otel bünyesinde açık işler stajyer tarafından doldurulmakta, çalışması gerekli istihdam engellenmektedir.
Bazı otellerde İş Kanunu hükümlerine aykırı şekilde, asıl iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler bölünerek alt işverene veriliyor.
Kayıtdışılık, niteliksiz ve eğitimsiz çalışanlar arasında sıklıkla rastlandığından hizmet kalitesini büyük oranda düşük.

Turizm işletmelerinin kimi zaman devredilmesiyle işçiler mağdur edilebiliyor. Devralan işverenlerin önceki işçileri almadaki isteksizlikleri, ihbar, kıdem tazminatlarının alınmasında işçilerin zorluk yaşamasına neden olabiliyor.



İşçilerin günlük 12 saati de geçen ve ağır çalışma koşulları iş kazalarına yol açan en önemli nedenler arasında.

Yılın belirli aylarında otellerde çalışan sayısının artması, sezonun kapanması veya konaklayan sayısına paralel işçi sayısı azalması nedeniyle işsiz bir kesim oluşmaktadır.

İşçiler Avrupa ülkelerinin hepsinde var olan en az 30 günlük ücretli izin hakkından da mahrum durumda.

Sektörde sendikalaşmanın zayıflığı da çözümü zorlaştıran başka bir etken.

En büyük istihdamı oteller sağlıyor. Ancak oteller kış aylarında yeterli doluluğa ulaşamadığı için personel çıkarmak zorunda kalıyorlar. Sadece otellerden kış aylarında 200 bin çalışan çıkarılıyor. Bu çalışanların bir çoğu kalifiye eleman.

2009 krizi sonrası konaklama ve yiyecek hizmetleri sektöründe reel ücretler yüzde 9,19 oranında azaldı.



Türkiye'de hizmet sektöründe yoğun olmak üzere işi ya da mekanı devralacak kişi ve kişilerden hava parası adı altında yüksek miktarlarda illegal bir para alınımı devam ediyor.

MADDE 16 - Hava parası olarak veyahut her ne nam ve suretle olursa olsun bu kanuna göre taayyün eden kira bedelinden fazla para alanlar, bunlar namına hareket edenler veya bunlara tavassut edenlere 15 inci madde hükmüne aykırı hareket edenler hakkında altı aydan bir seneye kadar hapis ve üç yıllık kira bedeli tutarınca ağır para cezası hükmolunur. Mükerrirler hakkında bu cezalar bir misli artırılır.



Yabancı turistler türk turistlerden (üst kesim hariç) herkesin görebileceği bir şekilde çok daha fazla ilgi, alaka ve hizmet görüyor.

Yabancı turistler otel, bar, restoran ve turistik işletmelerden daha ucuza özel fiyatlar alabiliyor.

Türkiye'yi görmek için gelenlere tamamıyla bir semt sadece İngiliz barlarıyla donatılabiliyor.

Türkiye'de gerekçe olarak "yabancı değilsin" denip yabancı turistlerin yoğun olduğu bölgelerde turistik işletmelere Türkiye vatandaşları alınmadı.
2011 yılında Türkiye'de turistik bölgelerde daha yoğun olmak üzere insanlara kıyafet, milliyet ve cinsiyet ayrımı uygulanıyor.


Dünyanın en zengin mutfaklarından sayılan Türk mutfağında tüm bölgelerde ve illerde beslenme kültürü ile yemek çeşit ve pişirme teknikleri de büyük farklılıklar göstermektedir.
Her yörenin kendine özgü tanınmış kebaplarının yanı sıra, hamur işleri ve sulu yemekleri de çok yaygın, tarih boyunca çok çeşitli milletlerle iç içe yaşamış, yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuş olması da ülke mutfağını zenginleştiren bir başka etkendir.


Bu faktörlere rağmen Türkiye'de turizmin yoğun olarak yapıldığı yerlerde Türk mutfağı adeta üvey evlat durumuna getirildi.

Türkiye'de turizm, otelcilik bölümlerinde okuyan öğrencilere, açılan ahçılık kurslarına giden kişilere Türk mutfağı yerine İtalyan ve Fransız mutfakları öğretiliyor.



Türkiye'de turizm eğitimi veren okulların çoğunda atolye, malzeme, ve en önemlisi kaliteli eğitmenler bulunmuyor, bölümlerde öğrenciler hiç birşey öğrenemeden mezun oluyorlar.


Okulun yarısı demek olan stajların çoğu kalitesiz işletmelerde yapılıyor, yapıılan stajlarda yaşanan zorluklar;

Yorucu, yoğun çalışma saatlerinin uzunluğu, haksızlığa karşı boyun eğip oturmak, sürekli şefe müdüre senden üst mevkide olanlara yalakalık yapıp itaat etmek, staj süresi boyunca ezilip her işi yapmak, otellerin kalmaya uygun olmayan lojmanlarında kalmak, okulun kat hizmetleri dersinde tuvalet temizlemek,çarşaf sermek,azarlanmaya alışmak.


Türkiye'de servis konusundaki en önemli sorunlar;

servisin gecikmesi,
yemeğin yanlış gelmesi, içinde değiştirilmesi istenilen şeylerin değiştirilmemesi,
garsonun saygısızlığı, ilgisizliği, hatada inat, menüye hakim olmadığı için müşterinin bilgilendirilememesi,
hijyen,
mekanlarda standartın oluşamaması; yeni açılan yerlerde güler yüzle sunulan lezzetli yemekleri, kokteylleri, mekan tuttuktan sonra ne aynı lezzette ne de aynı sunuluş şekliyle bulunamayabiliyor.

Türkiye'de mevcut olan masanın arkasında asker gibi durup, kül silkildiği anda tablayı değiştiren, bir lokma bir şey yendiğinde hemen tabak değiştiren garson tipinin Dünya'nın çok az yerinde örnekleri mevcut.


Denizlerin temizliği bir ülkenin turizminin değer ve kalitesini arttıran baş faktörlerden biri olarak sayılmasına rağmen;

Sahillerde kanalizasyon sisteminin bulunmayışı,
balık çiftliklerinin kontrolsüz çoğalması,
halkın bilinçsiz bir şekilde denizleri kirletmesi,
karaya 50m'ye yakın yerlere yatların demirlemesi sebebiyle bir çok turizm bölgesi zarar gördü.


Türkiye İstatistik Kurumunun rakamlarına göre Türkiye’de yıllık 2,6 milyon ton tehlikeli atık üretiliyor.
Türkiye’de tehlikeli atıkların yüzde 50’si su ve toprağa atılıyor.

Küresel ısınmanın ana nedenlerinden biri olarak deniz kirliliği gösteriliyor.
Türkiye’de sanayi tesislerinin %98’inde, belediyelerin %95’inde, turizm tesislerinin % 81’inde atık arıtma tesisi yok.

Türkiye’nin ilk ve büyük tehlikeli atık bertaraf şirketi olan İZAYDAŞ, yıllık 35 bin ton tehlikeli atık bertaraf ve 60 bin ton da depolama kapasitesine sahip.

2004'te Lafarge MV Ulla gemisi yaklaşık 4.5 yıl boyunca İskenderun açıklarında bekledikten sonra ambarındaki 2.200 ton toksik atıkla beraber İskenderun Limanı'nda sulara gömüldü.

Geminin denize boşalttığı 2 bin 200 ton toksik atığın bugüne kadar sadece 150 tonu çıkartılabildi, 200 tonu deniz dibinde kabuk bağladı, 1850 tonu ise kayıp.



2006 yılında Tuzla'da hazine arazilerinde toprağa gömülü halde yüzlerce varil kanserojen madde içeren varil bulundu.

Dünyada ekonomik ömürlerini tamamlayan gemilerin yüzde 98'i Hindistan, Pakistan, Çin, Bangladeş ve Türkiye'de sökülüyor. Bu yaşlı gemilerin çoğu asbest vb. zehirli maddeler içeriyor.

Zehirli gemilerini söküme gönderen şirketler gemi son yolculuğuna çıkmadan önce geminin bandırasını değiştiriyor, böylece uluslararası anlaşmalardan doğan yükümlülüklerinden kaçmaya çalışıyor.


Kuşadası denizi, kumu kadar astım hastaları için bir dönem tedavi merkezi olarak havası ile de turizmde isim yapmış bir merkezken günümüzde gerek çarpık yapılaşmanın hava sirkülasyonunu engellemesi gerekse bahse konu kötü ısınma koşullarının yarattığı klirlilik astım hastaları için tedavi değil ölümcül bir ortam yaratmakta.

Kısa vadeli rant, sürdürülebilirliğe; aç gözlü kar beklentisi kültürel birikime tercih edilerek bugünkü Kuşadası meydana geldi.
Dünya da 8 km sahili olan çok az deniz mevcutken, Davutlar içinden gelen dere sahile pislik boşaltıyor, sahilin arkasındaki yazlıklar kanalizasyonlarını denize akıtıyor yetmiyormuş gibi tüm sahildeki oteller kanalizasyonlarını sahile boca ediyorlar.

Yine Karaova bölgesindeki Güzel çamlık sahili, Güvercin ada bölgesi, Kadınlar Denizi ve yat limanı bölgeleri de kirlilikle mücadele ediyor.

Kuşadası çarpık kentleşme, ilkel ve illegal mimariye teslim olarak tahtını komşuları Bodrum ve Çeşme'ye kaptırdı.


1 golf sahası 1 günde 12.000 kişinin kullandığı suyu kullanıyor. Bir bölgede turnuvalar açısından en az 10 golf sahası gerektiğini düşünüldüğünde su miktarı ve diğer bütün zararların 10'la çarpılması gerekiyor.

Bodrum Yarımadası bir “Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” ilan edilerek, Yarımada ile ilgili daha alt ölçekli imar kararları alma yetkisi de belediyelerin ellerinden alınarak Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmiştir.

Belediyelerin elinde sadece uygulama imar planlarını yapma yetkisi kalmıştır. Sit alanlarında belediyeler bu yetkilerini de koruma kurulları ile paylaşmak durumundadırlar.



Allianoi, Hasankeyf ve Munzur’daki doğal güzellikler ve tarihi eserlerin sular altında kalmasına göz yumuldu.
AKP Hükümeti, Allinoi Antik Kenti üzerinde kurulması planlanan Yortanlı Barajı’nın yapılması için kamuoyunun tüm karşı çıkışına rağmen kararından vazgeçmedi.

Bakan Eroğlu, ‘’Allianoi diye bir yer yoktur. Bu tamamen Paşa Ilıcası adıyla bilinen ve zaman içinde tadilatı yapılmış olan bir kaplıcadır’’ açıklamasında bulundu. Tepkiler her geçen gün artarken, antik kentin üzerinin tamamen kumla kapatılmasına karar verildi. Allianoi’nin antik merkez olduğunu gösteren hiçbir işaret bırakılmadı. Yine Munzur’da tüm karşı çıkışlara rağmen tarihi eserlerin ve Munzur Vadisi üzerinde bulunan Munzur Milli Parkı’nı yok edecek baraj projesinden vazgeçilmedi.

2010 yılında İstanbul Beyoğlu’nda bulunan tarihi Emek Sineması’nın bir alışveriş merkezine dönüştürülmesi planlandı. Sinemaseverlerin bir platform kurarak imza kampanyası başlatması üzerine, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi.

2006 yılında Maraş’ın Izgın beldesinin AKP’li Belediye Başkanı Seydi Ahmet Aslan’ın da aralarında bulunduğu 6 kişi tarihi eser kaçakçılığı ihbarıyla gözaltına alındı.

2009 Kasım ayında Mersin’de jandarma tarafından gerçekleştirilen operasyonda Roma ve Bizans dönemlerine ait çok sayıda tarihi eser ele geçirildi. Operasyonda, AKP Mersin İl Genel Meclisi üyesi gözaltına alındı. AKP Mersin İl Genel Meclisi üyesine ait olduğu söylenen evde çok sayıda tarihi eser ele geçirildi.


Yurtdışına çıkış vize başvurusu sırasında bazı konsolosluk görevlilerinin Türk vatandaşlarına karşı kaba ve hoşgörüsüz tavırları ile Türk vatandaşlarından bankadan kredi kullanırken bile bazıları istenmeyen, gayrimenkul tapularından araç ruhsatlarına, kredi kartı fotokopilerinden, banka hesap dökümlerine, işe giriş bildirgelerinden, son 4 aya ilişkin SSK dökümlerine kadar bir çok belge talep ediliyor;

Evlilik cüzdanı, vukuatlı nüfus kayıt örneği, maaş bordroları, eski ve yeni pasaportların tüm işlem görmüş sayfalarının fotokopileri, personel kurum kimlik kartı, maaş bordrosu, banka hesabı, banka cüzdanı gibi geliri gösterir evrak, şahsa veya aileye ait mal-mülk tapuları, vergi beyannamesi, şirket personeline ait maaş bordroları, bankadaki para akışını gösteren banka cüzdanları, yıllık bilanço veya gelir gider tablosu, kar zarar tablosu, imza sirküleri, ticaret odası kaydı gibi şirketin finansal durumuyla ilgili belgeler, işvereni tarafından izin mektubu (başvuru sahibi tarafından yapılan işler, çalışmakta olduğu süre ve Danimarka/Schengen ülkelerindeki seyahatinden sonra işe geri döneceğine dair beyan dahil edilmeli), başvuru sahibi çalışan ise, en son dört ayın maaş bordrosu, SGK işe giriş bildirgesi, son dört ayın SGK bildirileri ve işverenden faaliyet belgesi, vergi levhası, imza sirküleri, ticaret sicil gazetesi, banka hesap özeti gerekiyor.

Bazen seyahat günü sabahı vize alınabilirken, bazen de seyahat süresine vize yetişemeyebiliyor.



Zamlarla, vergilerle fahiş fiyatlara çıkartılan sigara ve içki yasaklanmadı, fiyatla, zamla, vergiyle adeta yasak, ulaşılmaz konuma getirildi.
Türkiye hane halkı gelir ve harcama düzeyine göre bakıldığında dünyanın en pahalı alkollü içecek satılan ülke durumuna geldi.

Türkiye'de sahte içki yapımı arttı.

İçkili yer ruhsatını almak zorlaştırıldı, açık olan içkili yerlerde denetimler çeşitli cezalarla sıklaştırıldı, işletmeler kapanmaya zorlandı.

Kıyı ve birkaç büyükşehir haricinde kentlerde oteller dışında içkili işletme kalmadı.

Gece saat 01.00’e kadar açık tutma ruhsatı bulunan tekel bayisinde saat 22.45'te gelen Keçiören Belediyesinin sivil ekibinde görevli iki kişinin tarafından üzerinde çivi olan sopalarla dövüldü.

Ankara'nın en büyük ilçesi Keçiören'de 1994'te 22 olan içkili restoran sayısı son iktidarla birlikte 0'a indi.

Çin’den, Irak’tan, Suriye’den, dünyanın dört bir yanından gelen kaçak sigaralarla Türkiye kaçak sigara cenneti oldu.


Ocak 2011'de Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) yayınladığı yönetmelikte;

Hiçbir catering şirketi veya alkollü içki satış ruhsatı olan ve çeşitli davet, organizasyon,sergi ve konserde giderek hizmet veren firma artık bunların hiç birisini yapamayacak.

Yazın deniz kenarında, ormanda, seyir yerlerinde içki servisi yapıp kır düğünü veya kutlama yapmak yasak.

Belediye mücavir alanları ve konaklama yerleri hariç olmak üzere, otoyollarda ve devlet karayollarında bulunan yapı ve tesislerde alkollü içki satışı yapılamaz.

Belediyelerin çoğu kırmızı nokta uygulaması ile zaten pek çok içkili yeri şehir dışına gitmeye zorlamışken, şimdi şehir dışındaki, yol kenarındaki turistik tesisler dahil tamamının içki ruhsatları iptal edilecek ve içkisiz restorana dönecek.

Ege ve Akdenizde otoyolun denize paralel yapıldığı kıyı şeritlerinde deniz manzarası eşliğinde balık eşliğinde bir kadeh rakı içmek mümkün olmayacak.

Yılbaşı sepetlerine içki koymak yasak, bedelsiz içki sunumu yasak.

Alkollü içki üreticilerinin artık hiçbir organizasyon, festival, etkinlik vb. sponsor olma veya yardım amaçlı Dernek organizasyonlarına içki temin etme imkanı kalmayacak.

İndirimli fiyattan içki satışı, bir şişe içkinin yanında bir bardak vs. promosyon malzemesi vermek satış artırıcı faaliyet olarak kabul edilip yasaklanıyor.

Rakı-balık, rakı-meze, şarap-yemek uyumu vb. her türlü içki ve yemek görselinin bir arada kullanılması yasak. Bu yasak nedeniyle, restoranların ekonomiyi canlandırmak için yaptıkları restoran haftaları, tadım günleri gibi etkinlik duyurularında içinde içki ve yemek olan menüler kullanılamayacak, özel şarap- yemek geceleri yapılamayacak.

İçki satan işyerinin tabelasına dahi içki satıldığını belli edecek marka yazması, işyerinin kapısına bir reklam asmak yasak.

Tabelalarda hiçbir içki markası yer almayacak. Bakkalın camında, kapısında içki reklamı olmayacak.

10 metrekarelik bakkalda gofretle rakının yan yana konulması yasak.


Türkiye nüfusunun Yüzde 87,4'ü 'evden uzakta bir haftalık tatili', kendi ilini bırakın ölmesine yakın hala yan ilçesini görmemiş insanlar mevcut.

Türkiye'de yasalarla sahillerin halka ait olmasına rağmen halk çeşitli sebeplerle bir çok plaja alınmıyor.

Halkın gidebileceği gösterilen plajlarda aşırı yoğunluklar yaşanıyor, plajda servis ve ihtiyaçlarını giderebilecekleri işletmeler olmazsa olmaz bir çok standarttan uzak.
Bazı turist rehberleri ve çeşitli aracılar çeşitli mağaza ve restoranlarla anlaşarak mağazaların sattıkları mallardan %40'lara varan komisyonlar alıyor.




Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Rus turistler için;
"Sonradan görme, görgüsüz"

Alanya'da Alman vatandaşların dinlerini özgürce yaşadığını anlatan Atilla Koç;
"Gerçi onların dinini şey edeyim ben..."
"Ben ıbık gıbık dedim, bundan da başka anlam çıkarırlarsa yuh olsun!"

Ben bu işin anasını biliyorum be. Mass turizm sayesinde dış ticaret açığı kapanıyor. Bunu inkar etmeden alternatif turizm yollarını aramak mecburiyetindeyiz’

"Turizm eğitimi alanlar bir şey bilmiyor"

"Turizmde artık hedef açıklayamam çünkü tutmuyor"

Türkiye İsviçre maçlarındaki olaylardan sonra turizmi kastederek;
"İsviçrelilerin gıcıklığı devam ediyor"